Esilay Kaya / Milliyet.com.tr – Günümüzde cilt bakımına verilen öncelikler ve sağlıklı hayat için edinilen rutinler artmış olsa da cilt, farklı aksiliklerden etkilenebilir. Cilde rengini veren melanin pigmenti, güneş ışınlarına maruz kalan ciltte artış göstermeye başlayarak kahverengi, koyu lekelere neden olur. Yaygın yaşlanma belirtileri ortasında yer alan bu sorun, düzensizleşmeye başlayan melanin üretimine işaret eder. Bilhassa yaz aylarında ve hamilelik süreci sonrasında artış gösteren bu lekelenmelere ‘melazma’ ismi veriliyor. Tipik bir cilt sorunu olan melazma, kimi insanların yıllarca hatta tüm hayatları boyunca uğraştığı sorunlardan biri. Bu noktada problemlerden kurtularak sağlıklı bir cilde sahip olabilmek için yaygınlaşan tedavi metotları büyük ehemmiyet taşıyor. Melazma lekelerini gidermek için uygulanan ‘Cosmelan tedavisi’ de birçok kişi tarafından tercih edilen formüllerden biri haline geldi. Anestezi yahut iğneli süreç gerektirmeyen cosmelan tedavisi, isminden sırf etken hususlar kullanılarak elde edilen ‘etkili bir peeling yöntemi’ olarak kelam ettiriyor. Pekala, Cosmelan tedavisi nasıl uygulanır?
KIŞ AYLARINDA TERCİH EDİLMESİ GEREKİYOR
Gebelik, yaşlılık ve güneş temelinde gelişen lekelerin tedavisi için tercih edilen Cosmelan tedavisi, deride bulunan melanin ölçüsünün azalmasına yardımcı oluyor. Cilt pigmentasyonunu baskılayarak leke oluşumunu tetikleyen bu düzeneğin durmasını sağlıyor. Pekala nasıl uygulanıyor? Tedavi azeleik asit, kojik asit, askorbik asit ve fitik asit etken hususlarının yardımcı unsurlarla istikrarlı karışımından oluşan bir maske süreciyle başlatılıyor. Yaptırmak isteyenlerin birinci seansa makyajsız ve dinlenmiş bir ciltle gelmesi kural. Seans başlangıcında özel bir yağ çözücü kullanılarak cilt üzerindeki yağ katmanı büsbütün alınıyor. Akabinde etken hususların dahil olduğu Cosmelan maskesi göz ve dudak etrafı haricindeki bölgelere uygulanıyor. Yaklaşık 8-10 saat ciltte bekletilen maskeyi çıkarmak için ise bol suyla durulamanız kâfi. Seans bittikten sonra tabibin belirlediği devam kremi ve destekleyici kremlerin kullanılması, uygulamadan daha verimli bir sonuç alınmasını sağlıyor. 6 ay süren tedavi süreci, aralıklı cilt denetimleriyle devam etmekte. Ayrıca uzmanlar, bu tedavi tekniğinin kesinlikle kış aylarında tercih edilmesi gerektiğini belirtiyor.
AKTİF ENFEKSİYON VARSA DİKKAT!
Giderek kararan cilt lekeleri için tedavi sürecinin belirtilen vakit aralığından daha uzun geçebildiğine dikkat çeken Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Ezgi Özkur, peeling yaptırmak isteyen şahısların ağır ve koyu lekelenmeye neden olan faktörlerden uzak kalması gerektiğini vurguladı. Bu süreç için dikkat edilmesi gereken noktalar olduğunu belirten Özkur, “Sürece başlamadan evvel uygulama yapılan bölgede etkin bir enfeksiyon olup olmadığına dikkat edilmeli. Uçuk, iltihaplı enfeksiyon yahut atopik dermatit sorunları süreci olumsuz etkiler” hatırlatmasında bulundu.
“Cilde yapılan uygulamanın akabinde yatıştırıcı ve rahatlatıcı nemlendiriciler kullanılmalı. Güneş ışınlarının olumsuz tesirlerinden korunmak için güneş kremine de devam etmek koşul.” – Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Ezgi Özkur
YAĞLI VE KARMA CİLTLERDE MÜDDET 8 SAAT
Cosmelan tedavisini öteki leke tedavilerinden ayıran en bariz özellik, rastgele bir estetik süreç içermemesi. Uygulanan peeling içerisindeki etken hususların cilt üzerinde bekletilme mühletini aktaran Özkur, eser içerisindeki glikolik asitin yaşlanma belirtilerini yavaşlattığını paylaştı. Yaşa bağlı ortaya çıkan lekeler, güneş ışınlarının yol açtığı lekeler ve cilt üzerindeki koyuluklarda tesirli sonuçlar veren tedavi tekniğinde cildin gereksinimlerine öncelik verildiğini söyleyen Doç. Dr. Özkur, “Eğer yağlı ve karma bir cildi tedavi ediyorsak peelingi 8 saat bekletebiliriz. Fakat kuru bir cilt tipi için uygulamaların müddeti ve eserlerin yoğunluğu değişkenlik gösterebilir” diye konuştu.
“Lekeleri gidermek için sadece yaz aylarında uygulanan tedavilerin akabinde eğrelti otu desteklerini öneriyoruz. Bu destekler güneşin neden olduğu ziyanlı ışınlardan müdafaa sağlıyor.” – Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Ezgi Özkur
Tedavinin asidik içeriği nedeniyle hassas cilt tipine sahip olanlar için ağır geçebileceğini vurgulayan Doç. Dr. Ezgi Özkür, short-contact treatment yolunun hassasiyet yaşayanlarda daha tesirli olabileceğini belirtti. Kişinin cilt tipine uygun bir planlamada ilerlemenin daha tesirli sonuçlar verebileceğini lisana getiren Özkur, “Uygulamanın cevap vermediği cilt tipleriyle de karşılaşabiliyoruz fakat çok nadir” diyerek kelamlarını noktaladı.